Büyük Önder Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak başlattığı milli mücadelemiz Türk tarihinde önemli dönüm noktalarından biridir. Tarihi boyunca bağımsız yaşamış olan Türk Milleti’nin yeni dünya üzerindeki varlığını bağımsız olarak sürdürmesi için buna inanan ve “Milletin istiklalini yine milletin kendi azim ve kararı kurtaracaktır” diyen yüce önder yediden yetmişe, kuzeylisi güneylisi, doğulusu batılısı, her insanımızı arkasına alarak milli mücadeleyi başlatmış ve tüm yoksulluğa, yokluğa rağmen bu mücadelede Türk Milleti başarı elde etmiştir. Bağımsızlığımızın nasıl elde edildiğini, hangi zorluklarla kazanıldığını herkesin bilmesi gerekir.

     Mondros mütarekesi sonrasında, durumu değerlendiren Mustafa Kemal Paşa diyor ki: “Bizi öldürmek değil, canlı canlı mezara gömmek istiyorlar.”

     Silahları elinden alınmış bir ordu, iradesi elinden alınmış bir başkent ve denizlerinde düşman savaş gemilerinin yüzdüğü bir ülke düşünün… 3 kıtaya hükmeden Osmanlı kaybolmuş, yerine başkenti işgal altında olan batının hasta adam diye tanımladığı, son anlarını yaşayan bir devlet kalmıştır. 

     Herkesin karamsar olduğu bir ortamda, düşman gemilerini ilk gördüğü an “GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER!” diyen dirayetli bir insan var. Mustafa Kemal Paşa. İstanbul’a geldikten sonra Anadolu’ya nasıl geçerim diye sürekli hesaplar yapan, sürekli görüşmelerde bulunan bir komutan. Bir lider. Nihayet, Samsun ile ilgili görev çıktığında, bu görevi bir fırsat bilerek hemen üstleniyor. Ancak biliniz ve emin olunuz ki; eğer Samsun görevi çıkmasaydı bile Mustafa Kemal Paşa, Anadolu’ya gidecekti. Planlarını Kocaeli üzerinden yürüyerek gitmek üzerine kurmuşken, Samsun fırsatı doğmuş ve bunu kaçırmamıştır.

     16 Mayıs’ta ayrıldıkları İstanbul’dan deniz yoluyla 19 Mayıs’ta Samsun’a varırlar. 19 Mayıs, bu yıldan itibaren Türk’ün tarihinde bir doğum günü olur. Yeni bir milattır bu tarih bizim için. Yurt parça parça edilmiş, Türk Milleti kan ağlıyor, memleketin asıl sahibi olan Türk halkı başsız, bölünmüş, kuşku içinde, bezgin haldedir. Yer yer direnişler, başkaldırışlar vardır ancak kurtuluş ve bağımsızlık umutları ve çalışmaları bölgesel kalmakta birleşememektedir. Memleketin batı ve güney bölgelerinde silahlı karşı koymalar başlamıştır; fakat sayıca çok ve silah bakımından üstün düşman kuvvetleri karşısında bu direnişler çok çabuk kırılmaktadır. İşte bu anda Samsun’a ayak basılır.

     19 Mayıs neden önemlidir? Bu soruyu kendimize sormalı cevaplarını aklımızda iyi tutmalıyız. İşgal altındaki İstanbul’da yaşayan padişahın, İngiliz sömürgeliğini kabul ettiği, kimisinin, güçlü devletlerin manda ve himayesini kabul edelim dediği, kimisinin, savaşmayalım kazanamayız dediği günlerde, Mustafa Kemal Paşa şunları söylemektedir.

     Bu amaçları gerçekleştirmek için ayak bastığı Samsun’dan Amasya’ya geçer geçmez Amasya’dan bir ses, bir haykırış yükseltir Mustafa Kemal. Yazımın başında da belirttiğim cümledir bu.

     Bu cümlede milletine güven vardır. Bu cümlede kendine güven vardır. Bu cümlede umut vardır. Ve nitekim dediği gibi de olmuştur. Türk Milleti kendi bağımsızlığını, kendi azim ve gücüyle söke söke temin etmiştir.

     Nitekim, Atatürk, daha sonra, Milli Mücadele yıllarını ele aldığı NUTUK kitabında, Türk Milletinin muhtaç olduğu kudretin, damarlarındaki asil kanda mevcut olduğunu ifade eder. Bunu ifade ederken de milli mücadele ile kazanılmış olan bağımsızlığı ve cumhuriyeti gençlere emanet eder. Meclisin kurulduğu 23 Nisan tarihinin çocuk bayramı olarak, milli mücadelenin başladığı 19 Mayıs’ın ise gençlik bayramı olarak kutlanması, tüm dünyaya bu yolla verilen önemli mesajlardır aslında. Türk Milletinin bağımsızlık mücadelesinin hep genç, hep diri, hep güçlü olacağının ifadesidir bu.

     Göklerimizde özgürce dalgalanan, Ay Yıldızlı Al Renkli Türk Bayrağının gölgesinde, hür olarak yaşamayı borçlu olduğumuz büyük önderimiz Atatürk ve tüm silah arkadaşlarını rahmet ve minnetle anıyor, tüm gençlerin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı sevgi ve saygıyla kutluyorum.

                                                                     Kürşad Emre ÖĞRETMEK

                                                                     Cihan Partisi Genel Başkanı